San Quentin… Adını duyunca insanın gözünün önüne direkt dikenli teller, beton duvarlar geliyor. Ama dur bi. Bu oyunu oynamadan sakın karar verme. Çünkü parmaklıkların ardında sadece mahkûmlar değil, bol bol çarpan da var. Öyle her slotta bulunmaz. Atmosfer tüyleri diken diken eder ama kazanç potansiyeli? Efsane.
Oyun açılır açılmaz bi’ gerildim. Müzik var ya… tam tırsımalık. Ama sonra fark ettim, aslında bu sesler, içimdeki adrenalini uyandırıyor. Makara döndükçe “yakalayacak mıyım, kaçacak mıyım” moduna giriyorsun.
Karakterler desen ayrı olay. Hepsi deli dolu. Her biri başka bir çarpan, başka bir sürpriz. Bir de o xWays sistemi yok mu… Allah’ım dedim, bu neyin kafası? Bir sembol açılıyor, ekran genişliyor, kazançlar çıldırıyor. Makaralar genişledikçe gözlerin fal taşı gibi açılıyor. Her dönüş ayrı sürpriz.
Mega çarpanlar, split özellikleri, boost mekanikleri derken, ekran adeta renk şovuna dönüyor. Amaç ne? Şu dönen demirlerin arasından altınları kapmak.
Slotter’da bu oyunu oynamak? Yani cidden tatlı. Sistem hızlı, site takılmıyor. Hemen gir, hemen oyna. Kazancın mı var? Şak diye hesabında. Bu kadar mı olur dedirtiyor adama.
Ve unutmadan, Slotter’daki kampanyalar var ya… oyunun üstüne krem şanti gibi. Bir anda balance yükseliyor, motivasyon uçuyor. Arada dön, al bonusu, kap çarpanı.
Görsel kalite mi? Ekran net, ses tok. Hiçbir ayrıntı atlanmamış. Her karakter, her sembol detaylı çizilmiş. Anlıyorsun ki emek verilmiş. San Quentin zaten olay, bir de Slotter çatısı altında oynanınca tadından yenmiyor.
San Quentin öyle klasik “dön kazan” slotu değil. Bu biraz asi işi. Azıcık cesaret, bolca sabır isteyen bir oyun. Ama o çarpanlar var ya, sabredenin gerçekten yüzünü güldürüyor.
Hapishanenin içinde çığlıklar yükselirken sen dışardan gülümsüyorsun. Çünkü biliyorsun ki her spin bir umut. Belki de o gardiyan seni fark etmeyecek ve sen çaktırmadan çuvalı dolduracaksın.
Slotter’la birlikte bu oyun bir başka akıyor. Bazen hayat da oyun gibi… Parantezleri sen açarsın, kazanmayı da sen seçersin. Cesur ol, makaranı döndür, belki de o an kaderin değişir. Ve unutma, bazen özgürlük bir kazanç ekranında saklıdır.
Bazen insanın içinden "şöyle tozlu bir kasabaya gideyim, kovboy olayım" falan geçiyor ya... işte tam…
Bazı günler vardır ya, insan ne kazanmak ister ne kaybetmek... sadece renkli bir dünyaya kaçmak…
Bak şimdi... "Wisdom of Athena" diyince aklına böyle entel dantel, felsefeli, düşünceli şeyler geliyor değil…
Yıldızlar, gökyüzü, pastel tonlar… ilk bakışta “bu oyun kesin romantik” dedirtiyor. Ama bi’ dakika! O…
İlk bakışta çocuk oyunu gibi. Köpekler var, kulübeler var, bir de o şapşal bakışlı pug…
Hani bazı oyunlar var, bakınca bile insanın tüyleri diken diken olur ya… İşte Gates of…